MUTLULUK SAHNESİ ÜÇ PERDELİK BİR OYUNDUR!
Öncelikle mutluluğun ne olduğunu tanımakla başlayalım yazıya. Mut sözcüğü bütün isteklerin yerine getirilmesi anlamını verir ve bunun ışığında mutluluk kelime anlamı olarak; isteklerin gerçekleşmesi ile gerçekleşen iç rahatlığı olarak açıklanabilir. Bu kavramı bireysel anlamı içinde üç bölümde incelemeye çalışayım sizlere.
Birinci perde…
En zor erişileni fakat hakikat olan bu mutluluğa kişi ancak kendine yönelerek erişebilir. Kişinin kendini sorgulaması ve içinde yaşamış olduğu dünyadan kendini soyutlaması ile kendi varlığının bilgisine ulaşması ile belirir ancak bu mutluluk. Üstün kişi tüm yaşam bilgisini mutluluğu elde etmek için kullanabilen kişidir. Fakat bu demek değildir ki yaşamdaki acılardan ve üzüntülerden sakınmak ve kaçmak gerekir. Eğer kişi mutluluğu bilgisizce ister ve acılardan kaçarsa hastalığının çaresi olmadığı korkusu nedeni ile iyileşemeyen ve ölen bir insana benzer. Acılar ve kederlerin getirdiği üzüntüler sadece bireyin sahip olduğu şeyler olduğu için çevresine hiçbir şekilde etki etmeyeceğinden en zararsızıdır da ayrıca. Ve tüm bunların sonucunda elde edilen mutluluk şüphesiz en üstün ve her an, sürekliliği olan yegâne öğretidir.
İkinci perde…
Bu tür ise; magazin metinlerinden, aşk konusundaki önde gelen televizyon dizilerinden ve sinema filmlerinden, kulaklara çalınan popüler sevgi şarkılarından, parayla satın alınan eşya ve maddelerden, mutluluğun zengin olmak olduğu yenidünyanın yarattığı düzenin vaat ettiği mutluluktur. Bu sahte , geçici ve hiçbir zaman doyuma ulaşmayacak haz türü insan için zararlı ve gerçek dışı olanıdır. En kötü tarafı ise buna ulaşabilmek için verilen mücadele, sonu asla istenilen sonuca ulaştırmaması ve benliğin kendini bu düzen içinde yitirilip sürekli arayış içinde kalmasıdır. Arayış sonucunda kişi kendini yıpratırken asla ona gösterilene erişemeyecek olmanın ve mutluluğun ucunda oturduğunu sanırken kendi içindeki mutsuzluğu asla göremeyecek olmasıdır. Bu kurulan kültürel oyunun birinci kuralı kişiyi hipnoz etmektir. Size gösterilen mutluluk tabloları ile gerçek arasındaki uçurum çok fazladır. Eğer böyle bir mutluluk elde edilecekse kişi büyük bir hata işler ve yine kendisine zararı olurken çevresine etki etmeyeceğinden bu zararsız bir seçimdir.
Üçüncü perde…
İşte işin en derini ve çok sıklıkla erişilmese de ulaşıldığında tehlikesi en büyük olan tür. İki insanın birlikte deneyimleyeceği aşk sonucu erişilecek mutluluk. Her insan yaşamının içerisinde mutluluğa bu şekilde ulaşmayı dener veya denemeye çalışır. Denemenin asla yanlış olmadığı hatta tam tersine insanın hayatını zenginleştireceği düşüncesinde olsam da bu eylem getireceği ve doğuracağı sonuçlarla sadece bireyin kendisine değil karşısındakine de ağır zararlar verebileceğinden yanlış yaşanması anında en zararlı seçim olacaktır. Kendisinden emin olmayan kişinin yaşaması halinde bu kendinden kuşku hali ancak yaşanılanların ortasında kişide belireceğinden bu doygunluğa ulaşana kadar tereddüt etmeksizin geleceğe dair sözler vermekten çekinmez. Çünkü henüz bilinç düzeyinde olmayan bu muğlak düşünce ilerde elem ve ıstırap olarak baş gösterir ve geri çekilme olarak devam eder. Henüz aşkın en güzel zamanlarında karşılıklı bireyler mutluluğun en üst mertebelerine eriştiklerinde diğer tüm şeyleri gölgede bırakabilecek inanılmaz bir güç hissederler ve her şeyin üstesinden gelebileceklerine inanırlar. Birbirlerinin sevgisinden emin olan ve en büyük mutluluğu bu aşkın yaşanmasından bulacaklarını uman insanlar, bireylerden birinin yukarıda bahsettiğim nedenlerden ötürü geri çekilmesinden sonra kendisinde büyük bir boşluğa düşmüşlük hissi uyandıracaktır. Bu nedenle de en tehlikelisidir çünkü diğer türlerde bireysel kararlar sonucu sonuçlar doğururken burada ilişki içerisindeki diğer bireyi etkileyecek büyük bir risk vardır. Mutluluğa erişmek için uğraşılırken kişiler arasındaki en değerli bağları çözmeyi, en güçlü duvarları yıkmayı, hayatın, sağlığın bu deneyim uğruna feda edilebileceği ve kişinin beklediğinin tam tersine üstün mutluluğa erişmek yerine önüne çıkan her şeyi yıkan ve tüm hayatını alt üst edecek sonuçları olacaktır.
“İşte böyle sürükler adamı Venüs;
Ruh ve bedence birbirine denk olmayanların,
Götürür tunçtan boyunduruğa vurur
Ve sonra bir kenardan bakıp için için güler.”
Perde kapanır!
Samet Erkut