NARİN İÇİN ADALET GELECEK Mİ?
Bu yazım diğerlerinden çok farklı olacak. İnsan ne yapacağını bilemediğinde bildiği en iyi şeyi yapması en doğru olan şey gibi gelir bana.
Diyarbakır’da kaybolan ve on dokuz gün üzerine kendisine ulaşılan Narin. Neydi bu yaşadığımız sahi?
Daha öncede Leyla…
Küçücük çocukların katledildiği bir toplumda konuşmaya nereden başlamalıyız? Duygusal konuşmalar yapmak ne Leylayı ne Narini geri getirecek. Duyguların incelenmesi, analiz edilmesi ve caydırıcı cezalar ile paralel şekilde kurulacak çok yönlü bir sistem yeni Narinlerin önüne geçecektir. Evet bunları konuşmalıyız. Konuşmalıyız da bu yaşadığımız neydi?
Biz ne yaşadık?
8 yaşında öldürülerek çuvala konulup dereye atılan bir toplulukta şeytanı tasvir etmeye gerek yok. Şeytanlaşmış insan demekte yeterli değildir. Şeytanın kendidir bunu yapan.
Bunu yapabilme ruhu taşıyanlardan köydeki diğer çocuklar kendilerini nasıl koruyacak? Bu insanların genetiğini taşıyan insanlara psikolojik testler uygulanıp takip edilmesi gerekmez mi?
Suç kişiye özgü olsa bile dna nesilden nesile akar. Belki bu düşüncemden dolayı beni kınayacak ve hatta linç edeceksiniz. İnanın umurumda dahi değil.
8 yaşında öldürülüp çuvalla dereye atılan bir çocuğun katil zanlısına ne ceza vereceğiz biz şimdi? Müebbet hapis mi J Daha önce Neşe isimli bir çocuk aynı şeye kurban gitti ve katil zanlısı 5 yıl sonra deli raporu alarak ceza evinden çıktı.
Ceza kanunu önleyici mi olmalı yoksa uygulayıcı mı? Biraz açarsak konuyu ceza dediğimiz şey suç işlenmemesi adına getirilen hükümler olacaksa bunlar sadece yaptırım seviyesinde olmamalıdır. En başta caydırıcılığı olmakla birlikte cezanın uygulanma şekli kapalı kapılar ardında olmamalıdır.
8 yaşında bir çocuğa kıyan katil ve destekçilerinin tüm ailesi psikolojik testlerden geçirilmeli ve sürekli olarak takip edilmektedir.
Kanser ameliyatlarında kanserin kökü kazınana kadar ameliyat bitmez. Sadece bir kısım kanserli hücre alınarak yara kapatılmaz. İltihaplı bir yaranın sadece bir kısmı temizlenerek iltihap kurutulmaz. Basit bir apse için bile kökünden temizlik yapılırken böyle bir katil zanlısını tek başına ele almak deyim yerindeyse baştan savmaktır.
Narini kimin öldürdüğü henüz net olmamakla birlikte 24 kişi gözaltında. Bilip susan ve yardım yataklık yapanlar cüzi cezalar alırsa bu ancak suça teşvik olur. “Ne yani onlara da ağır cezalar mı uygulamalıyız?” Evet. 8 yaşında öldürülen bir çocuğun yaşadığı korkuyu anlayabilecekleri bir yoksun bırakma eyleminden bahsediyorum. “Ağır olmaz mı?” Narinin yaşadığı korku kadar ağır olabilir mi?
Susanların içerisinde sadece 1 kişi ilk gün konuşsaydı belki de Narin yaşıyor olacaktı. Narini boğan sadece cinayeti işleyen katil zanlısı mı? Bilip susanlar, yardım ve yataklık edenlerin hepsinin eli Narinin boğazındadır.
Kendilerine zarar geleceğinden korkmaları Narinin haykırışlarını, nefes alamadığında yaşadığı acı ve zorluğu, ölüm anında gözünden akan yaşı görmezden gelmelerinden daha mı kıymetliydi?
Herkes Narinin öldüğünü artık biliyor. Narin ölürken neler hissetmiş olabileceğini hiç düşündünüz mü? Bu empatiyi yapacak cesaretiniz var mı?
Adalet; uygulandığında insanın içine bir nebzede olsa huzur veren eylemlerin toplamıdır. Narinin katiline verilecek olan ceza hangimizin içine bir nebze huzur verebilir?
13 yaşındaki kızına tecavüz ettiği için tecavüz zanlısını öldüren babayı buna iten şey adalet olabilir mi?
Kimi kimsesi olmayan, arkası güçlü olmayan, kendini dahi koruyamayan aileleri bu gibi şeyleri yaşanmaktan koruyamayan şey adalet olabilir mi?
Her ne olursa olsun bu suçlar işlenmeye devam edecektir. Ancak adalet olduğu takdirde süreklilik arz etmeyecektir.
Ceza kanunu adaletin tecellisi için yeterli olmadığı takdirde kızı öldürülen, tecavüze uğrayan ya da şiddet gören aileler belki de susmak zorunda kalmaya devam edecektir.
Suçlular için gerçekleştirilen rehabilitasyon süreçleri bu tip zanlılar için geçerli olmamalıdır. 8 yaşında bir çocuğu öldürüp, çuvalla dereye atan bir canlının rehabilitasyona değil ibretlik olmaya ihtiyacı vardır.
Narin öldürülmesi sonucunda ne yapılmalıdır?
1) Katil zanlısı için öncelikle ibretlik şekilde idam uygulanmalıdır. Katil zanlısının veya zanlıları aile bireyleri ve yakın akrabaları detaylı psikolojik testlere tabii tutulup sorunlu görülenler gözetim altına alınmalı ve takip edilmelidir. Bu süre zarfı içinde tedavi uygulanmalıdır. Gerekirse bir süre karantina altında tutulmalıdır.
2) Katil zanlısına yardım ve yataklık yapanlar katil zanlısına ve yakınlarına uygulanan tüm süreçler onlara da uygulanmalıdır.
3) Bilmesine rağmen susanların susma nedenleri araştırıp iyi bir analiz çıkartılmalıdır. Güvenlik kaygısı nedeniyle bu yapıldıysa devlet buradan kendine pay almalı ve gerekenleri yapmalıdır. Yok eğer kinci bir sebeple susanlar varsa onlara da caydırıcı cezalar uygulanmalıdır.
4) Suçla uzaktan yakından ilgisi olan herkes köyden uzaklaştırılmalı ve sürekli takip edilmelidir.
Bunları yazarken ceza hukukuna hiç bakmadım. Gerekte duymadım. Sosyal medyada insanlar “Narin için adalet istiyoruz” diyorsa demek ki mevcut ceza sistemi bu adaleti sağlayamıyor demektir.
Bir insan bir baba olarak bu yazıyı kaleme aldım. Dileğim odur ki başka Narinler bu vahşeti yaşamaz.
Murat Öztürk.